Kalpte sağ ve sol olmak üzere iki kulakçık (kalbin üst bölümü) ve iki karıncık (kalbin alt bölümü) yer almaktadır. Kalbin sağ kulakçığında kirli kan, sol kulakçığında ise temiz kan bulunur. Sağ ve sol kulakçıkları birbirinden ayıran kas dokusunda (atriyal septumda) doğuştan gelen bir kusur sebebiyle oluşan delikler atriyal septal defekt (ASD) olarak adlandırılır.
Bu delik nedeniyle, sol kulakçıktaki temiz kan sağ kulakçıktaki kirli kana karışır ve sağ karıncığa aktarılır. Sağ karıncıkta normalinden fazla kan biriktiğinde bu odacık kalınlaşıp büyür. Buradaki kan da temizlenmek üzere akciğere pompalanır. Ancak akciğere normalden fazla kan pompalanması akciğerde hacim yüklenmesine sebep olur ve akciğerin atardamarlarındaki basıncın artmasına yol açar. Sonuç olarak uzun süre iyileşmeyen atriyal septal defekt (ASD) kalbe ve akciğerlere zarar vermiş olur. Küçük kalp delikleri herhangi bir belirti göstermeyebilir. Kalpteki deliğin uzun süre fark edilmemesi kalp yetmezliği veya akciğerlerdeki arterleri etkileyen yüksek kan basıncına (pulmoner hipertansiyon) sebep olarak hastanın ömrünün kısalmasında rol oynar. Bu komplikasyonların önlenmesi için kalp deliğinin cerrahi yöntemlerle iyileştirilmesi gerekebilir.
Kalp deliğiyle doğan çoğu bebekte belirti gözlenmez. Belirtiler genellikle 30 yaşından sonra ortaya çıkar. Kalp deliğinin belirtileri şunlardır:
Kalp deliklerinin kalbin anne karnındaki gelişim evresindeki hatalardan kaynaklandığı bilinmektedir. Bu hataların çoğu zaman açık bir sebebi yoktur fakat genetik ve çevresel faktörler hataların gelişiminde rol oynar.
Atriyal septal defektin nedeni bilinmemekle birlikte hamilelik sırasında yaşanan veya annenin sahip olduğu bazı durumlar bebeğin kalbinin gelişimine etki edebilir:
Rubella enfeksiyonu: Gebeliğin ilk birkaç ayı boyunca bulaşması, fetal kalp kusurları riskini artırabilir.
Uyuşturucu, tütün veya alkol kullanımı veya belirli maddelere maruz kalma: Hamilelik sırasında bazı ilaçların, tütünün, alkolün veya kokain gibi ilaçların kullanılması, gelişmekte olan bebeğe zarar verebilir.
Diyabet: Diyabeti olan annenin, kalp kusuru olan bir bebeğinin olma olasılığı daha yüksektir.
Obezite: Aşırı kilolu olma (obez) doğum kusuru bulunan bir bebek doğurma riskini artırmada rol oynayabilir.
Kalpteki küçük delikler herhangi bir komplikasyona neden olmazken genellikle bebeklik döneminde kendiliğinden kapanır. Daha büyük kalp delikleri birtakım komplikasyonlara sebep olabilir. Bunlar:
Ekokardiyografi: Kalp deliği teşhisinde en sık kullanılan testtir. Kalbin görüntüsünü elde etmek için ses dalgalarının kullanılmasıdır. Kalbin odalarının görülmesini ve pompalama gücünün ölçülmesini sağlar. Ayrıca kalp kapaklarının kontrol edilerek herhangi bir kalp kusurunun olup olmadığı kontrol edilir.
Göğüs Röntgeni: Kalbin ve akciğerin durumunun görüntülenmesini sağlar.
Elektrokardiyografi (EKG): Kalbin elektriksel aktivitesini kaydederek kalp ritmi problemlerini tanımlamaya yardımcı olur.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Vücuttaki kalp ve diğer organların 3 boyutlu görüntülerini oluşturmak için manyetik alan ve radyo dalgalarını kullanan bir tekniktir. Ekokardiyografide kesin teşhisi konamayan kalp deliğinde MR gerekli görülebilir.
Bilgisayarlı Tomografi (BT): Kalbin ayrıntılı görüntüsü için x-ışınları kullanılır. MR’da olduğu gibi ekokardiyografide kesin teşhisi konamayan kalp deliği için gerekli görülebilir.
Çoğu kalp deliği çocukluk döneminde kendiliğinden kapanır. Kendiliğinden kapanmayan büyük ve kalıcı kalp deliklerinin ameliyatla onarılması gerekir. Kalp deliği belirtilerinin azaltılması için veya ameliyat sonrası komplikasyon riskini azaltmak için ilaç kullanımı önerilebilir. Fakat ilaç kullanımı tek başına kalp deliğini tedavi edemez. Yetişkinler ve çocuklarda kalp deliği ameliyatıyla kulakçıklar arasındaki açıklık kapatılır. Kalp deliği iki şekilde düzeltilebilir:
Kalp kateterizasyonu: Kasıktaki bir damara ince bir tüp takılır. Görüntüleme amacıyla bu tüp kalbe yönlendirilir. Doktor kateter yoluyla deliği kapatmak için bir yama oluşturur ve yerine oturtur. Kalp dokuları bu yamanın etrafında büyür ve kalıcı olarak deliği kapatır. Kalp kateterizasyonu ile düzeltilemeyen kalp deliklerinin tedavisinde ameliyat gerekebilir. Kalp deliği ameliyatında kullanılabilen cerrahi yöntemler şunlardır:
Açık Cerrahi:
Açık cerrahi yöntemi açılan büyük kesilerden açık cerrahi aletleri kullanılarak yapılan ameliyatlardır. Açık kalp ameliyatları göğüste büyük bir kesi açılarak ve göğüs kemiği kesilerek yapılır. Cerrah kalp deliğine yama yaparak deliği onarır. Göğüs kemiği kesildiği için hastanın iyileşme süresi boyunca çoğunlukla sırtüstü yatması gerekir ve iyileşmesi uzun sürer.
Minimal İnvaziv Kalp Cerrahisi:
Kapalı kalp ameliyatları açılan küçük kesilerden gerçekleştirilir. Göğüs kemiği kesilmez, kaburga kemiklerinin arasından açılan kesiler kullanılır.
Uzun yıllar süren deneyimi ve uzmanlığıyla, hastalarına kaliteli ve güvenilir sağlık hizmeti sunmaktan gurur duyar. Kendisi, cerrahi alanındaki bilgi birikimiyle birlikte hasta odaklı yaklaşımıyla tanınan bir sağlık profesyonelidir.